Bir Akademisyenin 7,5 Yıla Kadar Hapsi İstendi

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
31.10.2018

"İki mahkemede 13 akademisyenin duruşmaları görüldü. Savunmasını yapan akademisyen Esra Arsan için savcı TMK 7/2'den cezalandırma istedi. Arsan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemedi."

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini  imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.

Bugün iki ayrı mahkemede 13 akademisyenin duruşmaları görüldü:

36. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM): Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Esra Arsan, Öğr. Gör. Dr. Begüm Başdaş, Dr. Öğr. Üyesi Z.Ç.Ç., Arş. Gör. C.E.; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden (MSGSÜ) araştırma görevlileri Yasin Barış Göğüş ve Kumru Çılgın ile Prof. Dr. Ayşe Aslı Berkman; Yıldız Teknik Üniversitesi’nden (YTÜ) Doç. Dr. Bülent Tanju; Ankara Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Dilek Çankaya; Öğr. Gör. Saadet Sorgunlu ve bir akademisyenin birinci duruşmaları.

26. ACM: Şehir Üniversitesi’nden okutman Akın Tek ve Michigan Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Özgecan Korkmaz’ın ikinci duruşmaları.

Arsan HAGB istemedi

Bugün ilk duruşması görülen Esra Arsan'ın savunmasının ardından avukatı Fikret İlkiz, mahkemeye gelen belgelerle ilgili bir sonraki celsede beyanda bulunmak için süre istedi.

Heyetin İlkiz'in süre talebini reddetmesinin ardından savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Akademisyenin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesine göre cezalandırılmasını istedi.

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

Mütalaanın ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) hususunda görüşü sorulan Arsan, HAGB istemediğini söyledi.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, kişi beş yıl içinde kasten yeni bir suç işlemezse hüküm ortadan kaldırılıyor.

Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231’deki düzenlemede şu ifadeler öne çıkıyor.

“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.  Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.”

Duruşmalardan ayrıntılar şöyle:

36. ACM

Mahkeme başkanı: Hakan Özer - Üyeler: Onur Engin Deniz, Veli Gürsoy - Savcı: Hasan Adalı.

1. duruşma

Z.Ç.Ç. yurtdışında görevli olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. 

Bir sonraki duruşma 27 Aralık’ta.

2. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan Esra Arsan savunmasını sundu.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) konusunda görüşü sorulan Arsan, HAGB istemediğini söyledi.

Ardından avukat Fikret İlkiz 13. ACM’de devam eden dört akademisyenin dava dosyasından ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen belgelerle ilgili gelecek celsede beyanda bulunacağını söyledi.

Savcı sanık müdafine istediği sürenin verilmesi hususunda mütalaa verdi.

13. ACM’deki dosya

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Bakanlık ilgili izni verdi. Ancak davanın son duruşmasında esas hakkında mütalaasını sunan savcı, akademisyenlerin TMK 7/2'ye göre cezalandırılmasını istedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

TCK 301

Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Süre talebi reddedildi

Mahkeme heyeti, “İlkiz’in talep ettiği evrakların daha önceden dosyaya girmiş olduğu, müdafinin dosyayı her zaman inceleme imkanı bulunduğu, vekaletnamenin ibrazından sonra yaklaşık dört aylık sürenin geçtiği” gerekçeleriyle sanık müdafisinin süre talebini oy birliğiyle reddetti.

Görüşü sorulan savcı, kovuşturmanın genişletilmesi talebi olmadığını belirterek esas hakkındaki mütalaasını sundu. Sanığın TMK 7/2 maddesine göre cezalandırılmasını istedi.

Sanık ve avukatı esasa karşı savunmalarını sunmak için süre istedi. Heyet süre talebini kabul ederek duruşmayı 9 Ocak 2019’a bıraktı.

3. duruşma

C.E. savunmasını hazırlayabilmek için süre istedi.

Avukat Sevgi Kalan, bu aşamada bir talepleri olmadığını, sanık sorgusundan sonra savunma yapacaklarını söyledi.

Savcı, sanık ve müdafine savunmalarını hazırlayabilmeleri için süre verilmesini istedi.

Heyet, “savunma hakkının kısıtlanmaması için sanığa avukatlarıyla görüşüp savunmasını hazırlaması” için süre verdi. Önümüzdeki celse savunma yapmadığı takdirde susma hakkını kullanmış sayılacağı ihtar edildi.

Bir sonraki duruşma 5 Kasım’da.

4. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan Bülent Tanju sağlık sorunları nedeniyle savunmasını yapamayacağını söyledi, süre talebinde bulundu.

Avukatı Tora Pekin de müvekkilinin süre talebini yineledi. Heyet sanık ve müdafine süre verdi. Savunma yapmazsa susma hakkını kullanmış sayacaklarını söyledi.

Bir sonraki duruşma 8 Kasım’da.

5. duruşma

Avukat duruşmaya yazılı olarak sunduğu dilekçesinde eylemin Türk Ceza Kanunu (TCK) 301’deki suçu oluşturma ihtimaline binaen Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınması ve izin gelene kadar yargılamanın durdurulması taleplerinde bulundu.

Akademisyen savunmasını hazırlayabilmek için süre istedi.

Heyet susma hakkını kullanmış sayacağı ihtarını yineleyerek süre verdi. Bir sonraki duruşma 6 Aralık’ta.

6. duruşma

Begüm Başdaş yurtdışında olduğu için duruşmaya katılamadı. Avukatı, müvekkilinin mahkeme huzurunda ifade vermek istediğini söyledi. 28 Şubat’tan sonra Türkiye’de olacağını belirterek süre istedi.

Heyet talebi kabul etti. Bir sonraki duruşma 6 Mart’ta.

7, 8, 9, 10 ve 11. duruşmalar

Yasin Barış Göğüş, Saadet Sorgunlu, Ayşe Aslı Berkman, Kumru Çılgın ve Dilek Çankaya duruşmaları için salonda hazır bulundu.

Ayrıntılı savunmalarını hazırlayabilmek için süre isteyen akademisyenler ilk aşamada derhal beraat talepleri olduğunu söyledi.

Avukat Meriç Eyüboğlu beş müvekkili için de “sorguları yapılmadan derhal beraat” kararı verilebileceği yönünde beyanlarda bulundu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ifade özgürlüğü kararlarından örnekler sundu.

Talebinin reddedilmesi halinde akademisyen yargılamalarının görüldüğü diğer mahkemelerde verilen kararlara atıfla mahkemenin kendi bünyesindeki dosyaları birleştirmesi talebinde bulundu.

Savcı, birleştirme hususundaki takdiri mahkemeye bıraktı. “Sanıklara atılı suçlamanın yargılamayı gerektirmesi” nedeniyle derhal beraat talebinin reddini istedi. 

Talepler reddedildi

Heyet, derhal beraat talebini “eylemin suç oluşturup oluşturmadığının tayin ve takdirinin yargılamayı gerektirmesi” nedeniyle reddetti.

Birleştirme talebini ise “dosyalarda farklı aşamalara gelindiği, dosyaların birleşmesi halinde yargılamanın sürdürülmesi ve sonuçlandırılmasındaki güçlükler ve dostaların birlikte görülmesinin zorunlu olmaması” gerekçeleriyle reddetti.

Akademisyenlere savunmalarını hazırlamaları için süre verdi. İddianamenin duruşma öncesinde tebliğ edildiği Kumru Çılgın, Ayşe Aslı Berkman ve Yasin Barış Göğüş’e bir sonraki celsede savunma yapmazlarsa susma haklarını kullanmış sayılacakları ihtar edildi.

Duruşmalar 10 Ocak 2019’da. 

26. ACM

1 ve 2. duruşmalar

Akın Tek ve Özgecan Korkmaz duruşma salonunda hazır bulundu.

Avukatları mazeretli olduğu için duruşmaya katılamadı. Akademisyenler avukatlarıyla birlikte savunma yapmak istediklerini söyledi.

Savcı, eksik bir husus kalmadığı gerekçesiyle esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyaların tarafına tevdiini istedi. 

Heyet, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyaların iddia makamına gönderilmesine karar verdi.

Duruşmalar 20 Kasım'da devam edecek.

Akademisyen yargılamaları hakkında

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

31 Ekim itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 379 oldu. 33 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

Birleştirme kararları

33. ACM, 25. ACM, 24. ACM, 29 ACM ve 30. ACM'de akademisyen dosyaları birleştirildi.

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/202199-bir-akademisyenin-7-5-y...