İki Mahkemede Beş Akademisyen Hakim Karşısına Çıktı

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
08.05.2018

36. ACM'de üç akademisyenin ikinci duruşmaları, 37. ACM'de iki akademisyenin ilk duruşmaları görüldü. Akademisyenler İnci Özkan Kerestecioğlu ve Biriz Berksoy savunma yaptı. Duruşmaların tamamı ertelendi.

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 36. ve 37. Ağır Ceza mahkemelerinde devam etti.

36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) İstanbul Üniversitesi'nden emekli Doç. Dr. İnci Özkan Kerestecioğlu, Öğr. Gör. Biriz Gonca Berksoy ve Prof. Dr. Tülay Erkan'ın ikinci duruşmaları görüldü.

Berksoy ve Kerestecioğlu savunmalarını sundu. Mahkeme avukat ve akademisyenlerin talebiyle üç davanın da duruşmalarını 6 Kasım'a erteledi.

37. ACM'de ise Işık Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hacer Ansal ve Kadir Has Üniversitesi'nden Doç. Dr. M.B. ilk duruşmalarına çıktı. Duruşmalara 30 Ekim'de devam edilmesine karar verildi.

İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 8 Mayıs itibariyle 208 akademisyenin ilk duruşmaları görülürken içlerinden 13 kişinin davasında karar açıklandı. 13 akademisyen için de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel’in cezası dışında bütün cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı.

36. ACM

Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Hakan Özer; Üyeler: Abdülkadir Yeşiltaş, Furkan Uysal; Savcı: Hasan Adalı.

1. duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Biriz Gonca Berksoy duruşma salonunda hazır bulundu. Yazılı savunmasını mahkemeye sunan Berksoy, suçlamaları reddederek derhal beraatini talep etti ve sözlü olarak şunları söyledi:

"Bildiride şiddetin durdurulması, sorunun diyalog ve barış ile çözümü çağrısı vardır. Barış talebi dile getirilirken devletin politikaları eleştirilmektedir. Ancak eleştiri Türkiye yasaları ve uluslarası tanımlamalara göre, ifade özgürlüğü kapsamındadır. 

"Bu bildirinin içerdiği bilgiler temelsiz değildir. Benim ve eminim diğer arkadaşlarımın da bu bildiriyi imzalarken çok basit bir amacı var: İfade özgürlüğümüzü ve akademik özgürlüğümüzü kullanarak ülkenin her yerindeki yurttaşın barış ortamı içinde şiddete maruz kalmadan yaşamalarını, ifade özgürlüğünü kullanmalarını sağlamaktır."

Duruşma ertelendi

Avukat Serdar Laçin söz alarak bir önceki ara karara göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenen hazırlık soruşturmasının belgelerinin ve dilekçesinin beklenmesini, ayrıca dört akademisyenin davasının devam ettiği 13. ACM'den mahkemeye gelen belgelerin incelenmesi için süre talep etti.

Mahkeme İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılarak bir önceki celsede istenen belgelerin sorulmasına, 13. ACM'den gelen müzakkere cevaplarını incelemeleri için avukatlara süre verilmesine karar verdi. 

Bir sonraki duruşma 6 Kasım saat 09.00'da görülecek.

2. duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Tülay Erkan duruşma salonunda hazır bulundu. Avukatı Meriç Eyüboğlu söz alarak derhal beraat  ve akademisyen davalarının 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasıyla birleştirilmesini, kabul edilmediği takdirde 36. ACM'de devam eden akademisyen davalarının birleştirilmesini talep etti.

13. ACM’deki dosya

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

TCK 301

Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

"Metin hükümete, devlete Kürt sorunu konusunda eleştiri ve taleplerini sunuyor, çözüm olarak diyaloğu öneriyor, hükümet politikalarını eleştiriyor. AİHM siyasilere yönelik eleştirilerde ifade özgürlüğü alanının genişlediğini söylemektedir. Suçun teknik anlamda unsurları oluşmamıştır."

Duruşma ertelendi

Savcı, dosyaların birleştirilmesi talebi konusunda takdiri mahkemeye bırakarak derhal beraat talebinin reddi yönünde mütalaa verdi.

Mahkeme, talepleri reddetti. Sanık ve müdafisine gelecek celseye kadar süre verilmesine, önümüzdeki celsede savunma yapılmadığı takdirde susma hakkını kullanmış sayılacağına, duruşmanın bu gerekçelerle 6 Kasım 09.20'de görülmesine karar verdi.

3. duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden emekli Doç. Dr. İnci Özkan Kerestecioğluduruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasını sunan Kerestecioğlu suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu:

"İddianamenin kendimle bağlantısını kurabildiğim tek yer adımın ve adresimin olduğu kısım. Bir sosyal bilimci olarak metinlerin farklı okumalara açık olduğunu, doğruların ya da gerçekliğin bağlamsal olduğunu biliyorum. 

"Gerçekliğin çok yönü olabilir. Farkı değerlendirmeler yapılabailir ancak değerlendirmelerin keyfilik taşıması, olgusal gerçeklerden bütünüyle kopuk olması kabul edilemez. İddianamenin ileri sürdüğü argümanlar iddianamenin kendisini suçluyor. Bu iddianameye göre, devletin 2014'te yürüttüğü çözüm süreci suç oluyor.

"Orada olan insanların tek suçu orada olmak"

"Bu metni imzaladım. Bu ülkenin yurttaşı olduğumu, acılara sessiz kalmanın beni suçların ortağı yapacağını düşündüm. Aynı toplumda yaşadığımız için, toplumu bölmemek gerektiğine inandığım için sokağa çıkma yasağının olduğu dönemde arkadaşlarını, annelerini, babalarını, çocuklarını kaybeden insanları yok sayamadım. Orada olan insanların tek suçu orada olmak. Devletin görevi o insanların güvenliğini sağlamak.

"Metni onaylamamak, kızmak söz konusu olabilir ama bu metni suç unsuru iddia etmek mümkün olamaz. Hakkımdaki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum."

Duruşma ertelendi

Avukat Aynur Tuncel Yazgan söz alarak 13. ACM'den gelen belgeleri incelemek üzere süre verilmesini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dava dosyasına delil olarak gönderdiği belgelerin delil ikamesinin reddine karar verilmesini, 13. ACM'deki dava dosyasıyla davaların birleştirilmesini ve müvekkilinin derhal beraatini talep etti.

Mahkeme heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaya gönderilen belgelerin delil olarak ikamesin reddi talebinin kabulüne, duruşmanın 6 Kasım, 09.40'ta görülmesine karar verdi.

37. ACM

Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Erdoğan Şimşek; Üyeler: Kadir Alpar, Serkan Baş; Savcı: Can Tümer Keriş.

1. ve 2. duruşmalar

Kadir Has Üniversitesi'nden Doç. Dr. M.B. duruşma salonunda hazır bulundu. Avukatları mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Bir sonraki duruşma 30 Ekim 11.00'de devam edecek.

Işık Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hacer Ansal duruşma salonunda hazır bulundu. Avukat Meriç Eyüboğlu'nun derhal beraat yönünde talebi oldu. Savunma için ek süre talebini kabul eden mahkeme heyeti duruşmayı 30 Ekim 10.40'a erteledi.

Ne olmuştu?

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

8 Mayıs itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 208 oldu. 13 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel'in cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in cezasının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016)  ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

(TP)

Kaynak: https://m.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/196912-iki-mahkemede-bes-aka...