Duruşmalarda Kabul Edilen Tek Talep "Ek Süre" Oldu

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
21.12.2017

Barış bildirisi imzacısı akademisyenlerin davaları bugün iki ayrı mahkemede devam etti. 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde YTÜ’den iki, İTÜ’den bir, Marmara Üniversitesi’nden beş akademisyenin davalarının ilk duruşmaları görüldü.

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacılarına yönelik davalar beşinci gününde devam etti.

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi, 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sekiz duruşma görüldü. Bu davalarda Marmara Üniversitesi’den beş, Yıldız Teknik Üniversitesi’den (YTÜ) iki, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bir akademisyen yargılanıyor.

Duruşmaları izleyenler arasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu da yer aldı.

Savcı İsmet Bozkurt'un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "Terör örgütü propagandası" ile suçlanıyor. Davalar 5 Aralık'ta başladı. Bugüne dek 50 kişinin davasının ilk duruşmaları görüldü.

Duruşmaların tamamı 24 Nisan’a ertelendi

Duruşmaların ilkinin 09.30'da başlayacağı duyurulmuştu. 10.42'de salona girişler yapıldı.

Marmara Üniversitesi’nden Özgür Müftüoğlu, Ayşe Nilüfer Durakbaşa, Erol Katırcıoğlu, Cihan Yapıştıran, Yüksel Taşkın, YTÜ’den İsmet Akça ile Semin Çağdaş Tuba İnal Çekiç ve İTÜ’den Seçil Ercan‘ın davalarının ilk duruşmaları görüldü.

Davalarda sanık avukatlarının esasa ilişkin derhal beraat taleplerinin tamamı ve Türk Ceza Kanunu‘nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması yönündeki talepleri reddedildi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dört akademisyenin davasıyla bütün akademisyen davalarının birleştirilmesi talebinin ise akademisyenlerin savunmalarından sonra değerlendirilmesine karar verildi. 

Savunmalar için ek süre talepleri ise bütün duruşmalarda kabul edilirken sekiz duruşmanın tamamı 24 Nisan 2018’e ertelendi.

Gün boyu yaşananlar şöyle:

8 Duruşma

Duruşma 24 Nisan'da devam edecek

14.01: Mahkeme heyeti TCK/den yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yazı gönderilmesi talebini reddederken birleştirme talebinin Taşkın'ın savunması alındıktan değerlendirilmesine karar verdi.

Bir sonrai duruşma 24 Nisan 2018, 09.15'te.

13.41: Taşkın'ın avukatı Mehmet Adil Demir söz alarak akademisyen davalarının 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aynı bildiriyle ilgili fakat TCK/301'den yargılamanın yapıldığı davayla aralarında "hukuki ve fiili irtbat" olduğu gerekçesiyle birleştirilmesini talep etti.

"Biz burada her iki suçun da oluşmadığı kanaatinde olmakla birlikte ileride zaman kaybı olmaması da göz önüne alınarak TMK 7/2 yerine TCK/301'den yargılama talep ediyoruz." 

13.48: Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen Prof. Dr. Yüksel Taşkın'ın kimlik tespitiyle 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki son duruşma başladı.

7. Duruşma

24 Nisan'da duruşma devam edecek

13.46: Mahkeme avukatların ek süre talebini kabul ederken istinabe usulü ve yakalama kararına ilişkin diğer hususların bir sonraki celsede değerlendirilmesine karar verildi.

Bir sonraki duruşma 24 Nisan 2018, saat 11.15'te. 

13.43: Savcı İnal-Çekiç hakkında yakalama kararı verlmesini talep etti. 

13.39: Avukat Alp Tekin Ocak, YTÜ'den Semin Çağdaş Tuba İnal Çekiç'in Hamburg'da görevli olduğunu, görev süresinin 2020'de sona ereceğini söyledi. Savunmasının istinabe usulü alınmasını talep etti.

İnal-Çekiç'in avukatları ayrıca dava dosyasını yeni aldıklarını ve varsa usule ilişkin talep ve beyanlarını sunmak için ek süre verilmesini talep ettiklerini belirttiler. 

6. Duruşma

Müftüoğlu'nun davası 24 Nisan'da devam edecek

13.36: Mahkeme heyeti taleplerin savunmadan sonra değerlendirileceğini belirterek şu aşamada reddine karar verdi.

Bir sonraki duruşma 24 Nisan 2018, saat 10.00'da görülecek.

Birleştirme ve derhal beraat talebi

13.26: Avukat Ali Saygı 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aynı bildiriye dair görülen dava ile diğer davaların birleştirilmesi talebinde bulunarak şunları söyledi:

"Ortada bize göre bir suç olmamasına rağmen 1128 akademisyen tarafından iştirak halinde işlenmiş bir eylemden söz edilmektedir. Bu hususta ilk yargılama 13. Ceza Mahkemesi'nde başlamış ve devam etmektedir. Usul ekonomisi ve fiilen aralarında bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirme talebinde bulunuyruz."

13.16: Avukat Devrim Avcı Özkurt usule ilişkin itirazlarını sunacağını söyledi. Müftüoğlu'nun bu dava sürecinde kişilk hakları ile ifade ve düşünce özürlüğünün ihlal edildiğini söyleyerek yargılamaya buradan başlanmasını talep etti:

"Kanunda tanımlanmış ve müvekkilimin üzerine atılı bir suç yoktur. Bu davayla müvekkilim hedef gösterilmiştir. Gerek anaysasnın 25 ve 26. gerekse AİHS'nin 10. ve 11. maddesinde düzenlenen düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmıştır. AİHM kararları sadece zararsız fikirleri deil devlet karşıtı rahatsız edici fikirleri de kapsar. Bu hak karşılıklı fikirlerin korunmasına dahildir." 

İddianameye ilişkin "Sİyasi saiklerle hazıranmış, hukukilikten uzak, cumhuriyet Savcısının kendi siyasi görüşünün yer aldığı bir iddianame" değerlendirmesini yapan Avcı-Özkurt esasa ilişkin olarak derhal beraat talebinde bulundu.

OHAL nedeniyle avukat kısıtlaması

13.10: Mahkeme heyeti, duruşmada en çok üç avukatın savunmada bulunabileceğini belirterek diğer avukatların izeleyici kısmına geçmesine karar verdi.

12.57: Mahkeme başkanının Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçesiyle avukat kısıtlılığı olduğunu söylemesi üzerine söz alan avukatlardan Ziya Çelik "Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının mahkemeniz için bağlayıcı olmasını diliyorum ve AYM tarafından verilen savunma hakkının kısıtlanamayacağı çerçevesindeki kararlarını hatırlatıyorum" dedi.

Avukat Yıldız İmrek de savunmaya kısıtlamanın savaş halinde bile getirilemeyeceğini belirterek kısıtlama kararının anayasaya aykırı olduğunu ifade etti.

12.54: Altıncı duruşma Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyen Özgür Müftüoğlu'nun kimlik tespitiyle başladı.

2., 3., 4. ve 5. Duruşmalar

Dört akademisyenin davası 24 Nisan'da devam edecek

12.45: Mahkeme heyeti, birleştirme ve derhal beraat taleplerinin bu aşamada reddine karar vererek Ercan'ın duruşmasının da 24 Nisan 2018, saat 10.30'a ertelenmesine karar verdi.

12.39: Marmara Üniversitesi'nden Ercan'ın avukatı söz alarak müvekkilinin yurtdışında görev yaptığını bu nedenle sözleşmesi gereği 24 Temmuz'dan sonra Türkiye'ye dönebileceğini ve o tarihten sonraya duruşma tarihi verilmesini talep etti.  

12.35: Mahkeme heyeti, avukatların ortak savunmadak talepleri yinelemesi üzerine aynı gerekçelerle Durakbaşa'nın duruşmasının 24 Nisan 2018, saat 10.15'de devam etmesine karar vedi.

12.30: Marmara Üniversitesi'nden Ayşe Nilüfer Durakbaşa ve Seçil Ercan yurtdışında görevli oldukları gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. Avukat Kavak Türkiye'ye döndüklerinde savunmalarının alınması için Durakbaşa'nın ve Ercan'ın bir sonraki duruşmaya hazır edileceğini söyledi.

12.27: Mahkeme heyeti aynı gerekçelerle taleplerin reddine Akça'nın duruşmasının da 24 Nisan 2018, saat 10.00'da devam etmesine karar verdi.

12.25: Avukat Kavak, bir önceki duruşmada dile getirdiği talepleri aynen tekrarlayarak savunma için ek süre talep etti.

12.23: YTÜ'den ihraç edilen akademisyen Dr. İsmet Akça'nın kimlik tespitiyle üçüncü duruşma başladı.

Avukatlardan derhal beraat ve birleştirme talebi

12.16: Mahkeme heyeti, sanık savunması alındıktan sonra değerlendirme yapılması gerektiği için derhal beraat kararının şu aşamada reddedilmesine, birleştirme talebinin savunma alındıktan sonra değerlendirilmesine ve savunma hazırlamaları için sanığa ve avukatlarına süre verilmesine karar verdi.

Bir sonraki duruşma 24 Nisan 2018, saat 09.45'te görülecek.

11.55: Yapıştıran'ın avukatı Meryem Kavak, mahkeme başkanının iddianameyi okumasına istinaden iddianameyi "eksik ve hatalı" bulduklarını söylediler. Esasa ilişkin itirazlnda derhal beraat talebinde bulunan Kavak, usule ilişkin itirazlarında, davanın 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aynı bildiriye dair görülen dava dosyasıyla birleştirilmesini ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasının bir sonraki duruşmaya getirilmesini talep etti:

"Müvekkilimin suçlamayla nasıl ilişkilendiğine dair hiçbir delil ve belge yoktur. İfade özgürlüğünün sınırları anayasada genişletilmiş sadece cebir, şiddet içeren eylemleri övme suç olarak belirlenmiştir. Suç olması için bu unsurları içeren bir propaanda olmalıdır. Bildiride ismi geçmeyen terör örgütünün cebir, şiddet ve tahdit içeren eylemlerini öven veya meşru gösteren hiçbir ifade de bulunmamaktadır.

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'de ifade özgürlüğü kapsamında verdiği örnek kararları sunan avukatlar "Bildiride yer alan ifadelerden çok daha ciddi ifadelerin, şiddeti övmediği, yönlendirmediği gerekçesiyle propaganda kapsamında değerlendirilmediğini görüyoruz" dedi. 

11.50: Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen doktora öğrencisi Cihan Yapıştıran'ın kimlik tespitiyle ikinci duruşma başladı.

1.Duruşma

İkinci duruşma 24 Nisan'da 

11.47: Mahkeme, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden dava dosyasının istenmesine ,TCK/301 yargılanma ve birleştirme taleplerinin değerlendirmesinin dosya geldikten sonra yapılmasına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 24 Nisan 2018, 09.30'da görülecek.

11.20: Savcı birleştirme hususunda takdiri mahkemeye bıraktığını, 301'den yargılama hususunda ise soruşturma ve kovuşturmanın genel hususlara göre yapılması gerektiğini belirterek durma kararının reddini talep etti.

Avukat Belen'den birleştirme ve 301'den yargılama yapılması talebi

10.58: Avukat Bahri Belen savunma için söz aldı. Belen, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı bildiriye dair görülen yargılamanın TMK 7/2’den başlasa da savcının talebi ve Adalet Bakanlığı’nın izni üzerine TCK/301’den devam ettiğini belirtti:

"Tüm sanıklar ve bu eylemin hukuki durumunun belirlenmesi için bu yargılamanın ortak bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bir suç şikayeti olduğu zaman kural legaliteye uygunluktur. Usulde de maslahata uygunluk vardır. Açılacak soruşturma ve kovuşturmadan çok daha önemli boyutta kamu yararı varsa hakim ve savcılar maslahata uygunluk şartını uygulayarak yargılamanın yönünü sanık lehinde belirleyebilir.

"Dosyalar hukuki ve fiili irtibata sahip olduğu için hem birleştirme hep TCK/301'den yargılama için değerlendirmenin yapılmasını ve 301 için Adalet Bakanlığı'ndan cevap gelene kadar davanın durdurulmasını talep ediyorum. Bu hususlar değerlendirildikten sonra savunmalarımızı yazacağız."

* Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden dava açılmıştı. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de devam ediyor.

TMK 7/2 ve TCK 301 ne diyor?

 TMK 7/2: Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

TCK 301: Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Katırcıoğlu: Metin bir daha gelse bir daha imzalarım

10.52: Mahkeme başkanı Katırcıoğlu'na metni nasıl imzaladığını, metnin ilk olarak nerede yayınlandığını bilip bilmediğini sordu.

Katırcıoğlu mail yoluyla imza verdiğini ve metnin ilk nerede yayınlandığını bilmediğini söyledi ve savunmasını şöyle bitirdi:

"Metin bir daha gelse bir daha imzalarım. İnsanların ölümü konusunda sessiz kalmanın ahlaki ve vicdani kalmadığını düşünüyorum. Devletin insanların öldürülmesi konusunda bir aydın, akademisyen ve vatandaş olarak tek sorumlu olduğunu düşünüyorum. 'Yangın var' diye bağırmazsak bir mahalle yanabilir. Kötü şeyler olurken razı olmak benim bir vatandaş olarak yapabileceğim bir şey değildi. Görev olarak gördüm ve imzaladım.

10.48: Katırcıoğlu savunmasını yazılı olarak sundu. Ek olarak sözlü beyanını da sunan Katırcıoğlu "Anayasasında ifade ve basın özgürlüğü düzenlenen bir ülkenin vatandaşı olarak böyle bir metne dava açılacağını düşünmemiştim. Buradaki hükümler dikkate alındığında ortada bir suç bulunmamaktadır. Beraat edeceğime inanıyor ve düşünüyorum" dedi.

 10.44: Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen Erol Katırcıoğlu'nun kimlik tespitiyle ilk duruşma başladı.

Ne olmuştu?

 1128 akademisyen, 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adına "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi yayınladı.

12 Ocak 2016'da Erdoğan, bildiriyi imzalayan akademisyenlerden söz ederek "Ey aydın müsveddeleri, sizler karanlık ve cahilsiniz" dedi.

Açıklamanın ardından akademisyenler ilk bildiriye imza atanlara destek olmak için imzacı olmaya devam etti. İkinci imzacılarla beraber toplam sayı 2212'ye ulaştı.

Birçok üniversitede akademisyenlerin kapıları işaretlendi, tehdit mesajları bırakıldı.

15 Ocak itibariyle Türkiye çapında onlarca akademisyen ev baskınlarının ardından gözaltına alındı, görevden uzaklaştırıldı yahut haklarında idari veya adli soruşturma açıldı.

10 Mart 2016'da Barış İçin Akademisyenler/İstanbul grubu adına, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini kamuoyuna sunmalarından bu yana yaşanan gelişmeler hakkında basın toplantısı yapıldı. Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı'nın okuduğu açıklamada savcılığın hangi suçu istinat edeceğini belirlemeden soruşturmalar için harekete geçtiğini belirterek, barış talebinde ısrarcı olduklarını söylediler.

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy 15 Mayıs 2016’da; karar çıktığında yurtdışında olan Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı ise Türkiye’ye döndüğünde 31 Mart 2016’da “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Dört akademisyen 22 Nisan 2016'da serbest bırakıldı.

OHAL ilanından sonra çıkan KHK'lar ile bildiriye imza atan 380 akademisyen görevinden ihraç edildi. Vakıf üniversitelerinde çalışan onlarca akademisyenin de görevlerine son verildi.

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/insan-haklari/192628-durusmalarda-kabul-edilen...