Akademisyenlerin ihracı aynı zamanda psikolojik bir savaş. Korku ve moral bozukluğu yaratarak, iktidar gücünü üniversiteler üzerinden göstermeye çalışıyor. Ama üniversiteler en değerli sermayeleri olan beyin güçlerini kaybediyor.

The regime’s growing assaults on journalists, intellectuals and academics at this particular moment seem aimed at promoting self-censorship ahead of the constitutional referendum in April.

Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden ihraç edilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, kampüs girişinde açıklama yaptıktan sonra öğrencileri ve meslektaşları tarafından alkışlarla uğurlandı. Kaboğlu,"Sorumluysak biz hesap vermeye hazırız. Şu andan itibaren veremeyeceğimiz hesap yoktur. İşte hodri meydan" dedi.

When I heard the news on late Tuesday night, I did not know who to pity more than the other. I knew a few of the victims, but the first one I thought was a soft-spoken, elderly gentleman; Prof İbrahim Kaboğlu, from Marmara University, a top Turkish expert on constitution and law.

His civil courage has remained a contrast with his mild manners: he is one of the flag bearers of those who against all odds defend the value of the rule of law. Tuesday night, this senior scholar from Istanbul was ‘awarded’ by being fired, in a most arbitrary way.