Zalimin KHK’sı varsa, bizim de dayanışmamız var!

Yazar / Referans: 
EMRAH ALTINDİŞ, Diken
Tarih: 
10.02.2017

Öğrencilik yıllarınızdan en sevdiğiniz hocanızı düşünmenizi, o güven veren yüzünü bir an gözünüzün önüne getirmenizi rica ediyorum.

Bilmiyorum onu anılarınızda, o yapan nedir? Karizması mı, hayatta duruşu mu, tebessümü mü, bilgeliği mi, öğrencilerle kurduğu iletişim mi, iyiliği mi? Üniversitede bir hocanız mı, yoksa mesela lisedeki edebiyat hocanız mı? Bunları bilemem lakin bir bildiğim var, o güzel insan şu anda işsiz.

Sizi siz yapan, tüm naifliğinizle sorularınızı, daha önemlisi varlığınızı ciddiye alan o hoca, o güzel kadın ya da adam bir gece vakti, Resmi Gazete’de yayınlanan bilmem kaçıncı kanun hükmünde kararnameyle (KHK), adli fermanla, cidden ferman, yıllardır ikinci evi olmuş, okulundan, üniversitesinden ve sizin o hocanızı sevdiğiniz gibi onu sevip, sayan öğrencilerinden kopartıldı. O şimdi işsiz, yuvasından kopartıldı, canı tabii ki sıkkın, yılgın mı, hiç sanmıyorum, üretmeye, düşünmeye devam ediyor, lakin Ahmet Kaya’nın dediği gibi “Başı Belada.”

Bir gece vakti maaşı kesildi, sağlık sigortası, emeklilik hakkı, pasaportu, yıllardır emek emek kazandığı ne varsa hepsine el konuldu… Bütün mesleki kazanımları bir gecede kargaları güldürecek bir gerekçeyle darbecilik gerekçesiyle hukuksuz bir şekilde yok edildi. Kirasını nasıl ödeyecek, bilmiyoruz. Sağlık sigortası elinden alındı, bir kaza bela olsa ne yapacağı meçhul… Çocukların harçlığı, ne siz sorun, ne ben öğreneyim…

Cidden politik görüşümüz, fark etmez şu anda, AKP’lisi, CHP’lisi, muhalifi, iktidarı destekleyeni azıcık aklı, insafi olan yüz binlerce insanın yaşamını sarsan bu saçmalığa, adaletsizliğe isyan eder, isyan etmeli…  Lakin isyan yetmez.

Hepimizi şoke eden, korkunç. başarısız darbenin ardından olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. OHAL sayesinde yaşadığımız ‘başarılı’ darbe günlerinde,  33 bin 55’i öğretmen, 4 bin 811’i akademisyen olmak üzere 100 binin üzerinde kamu çalışanı hiçbir hukuki delil gösterilmeden, yargılama yapılmadan işinden atıldı. AKP hükümeti hazzetmediği kim varsa, başta muhalif kamu emekçileri olmak üzere, bu süreçte işinden etti. Darbeyle ve AKP’nin uzun yıllar çalışma arkadaşı, ne istedilerse verdikleri Fettullah Gülen Cemaati ile hiçbir alakası olmayan binlerce KESK/Eğitim-Sen üyesi hocamız ve akademisyen de bu süreçte işinden oldu.

Sizin ‘o hocanız’ olmasa da, bugünün öğrencilerinin ‘o hocası’ bu kıymetli insan, bir anda tüm yaşamını yeniden kurmak zorunda kaldı, kalıyor. Geçtiğimiz gün yayınlanan son KHK’yla hayatını öğrenmeye/öğretmeye ve bilime vakfetmiş 330 akademisyen de pozisyonunun yitirdi. Son KHK’yla üniversitelerden uzaklaştırılan 115 hocamızın tek bir ‘suç’u var: ‘Gençler ölmesin’ demek ve bir ‘barış bildirisi’ne imza atmak… Bu imza ‘Savaş dursun’ diyordu, lakin tüm televizyonları işgal eden savaş sevici laf ebelerinin, siyasetçilerin dediği oldu, yüzlerce genç yaşamını yitirdi, yitirmeye devam ediyor…

Lafı uzatmaya hiç lüzum yok. Yukarda “İsyan etmeli, lakin isyan yetmez” demiştim. Diktatörlük günlerinde, diktatörlüğe karşı mücadelenin en önemli öğesi, dayanışma. Diktatörlük ve ondan beslenenler tabii ki hocalarımıza saldırmaya, onları zulmüyle işsiz bırakmaya devam edecek, burası açık. Aslolan ise bizim ne yaptığımız ve yapacağımız. Ah ile vah mı edeceğiz, yoksa o yukarda hatırladığınız öğretmenimizle, üniversiteden hocamızla dayanışma mı göstereceğiz?

Ben bugün Harvard Üniversitesi’nde çalışan bir bilim insanı olmayı o hocalarıma borçluyum, o borcumu unutmayacağım, gelin birlikte unutmayalım.

Yurtdışından bir akademisyen kardeşiniz olarak bu yazıyı okuyan herkesten tek bir ricam var. Gelin o güzel hocanızı, hocalarımızı bu haramilere ‘yedirmeyelim.’ Eğitim-Sen ve Barış için Akademisyenler meslektaşlarıyla dayanışma gösterip her ay az da olsa bir miktar ‘maaş’ı üyelerinin hesaplarına yatırıyor. Bu hesaplara azdır, olmaz demeyelim, karınca kararınca, elimizden geldiğince her ay 10 lira, 100 lira her ne ise bütçemiz neye yetiyorsa destek olalım.

Bu günler elbette geçecek, haramilerin saltanatı mutlaka yıkılacak, kalacak olan bir dostun içten selamıyla, dayanışmanın yaşamı dönüştüren sıcaklığı. Hadi o selam ve dayanışmanın parçası olalım, insan olana bu yakışır.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Dayanışma Hesabı
Banka Adı : Ziraat Bankası
Şube ve kodu : Başkent Şubesi (1683)
Hesap No : 39009066-5347
IBAN : TR 50 0001 0016 8339 0090 6653 47

Hesap Adı: Sosyal Araştırmalar Vakfı
Şube : İş Bankası Galatasaray – Beyoğlu Şubesi Şube Kodu: 1011Hesap No: 1958468
İBAN: TR 2200 0640 0000 1101 1195 8468

Ayrıntılara barisicinakademisyenler  ve kesk.org  linklerinden ulaşabilirsiniz.