"Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisinin 6. yılında açıklama yapan Barış İçin Akademisyenler göreve iade taleplerini reddeden OHAL Komisyonu'na seslendi: "Reddinizi reddediyoruz".
Barış İçin Akademisyenler, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinin 6. yıl dönümünde yaptıkları açıklamada “Barışı ve akademik özgürlükleri savunmaya devam ediyoruz. KHK’lar gidecek biz döneceğiz” dedi.
Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Şube’de basın açıklaması düzenleyen Barış Akademisyenleri, hukuksuzca verilen ihraç kararlarından yıllar sonra Olağanüstü Hal (OHAL) Komisyonu’ndan gelen Anayasa’ya aykırı göreve iadenin reddi kararlarına değindi.
Açıklamada, “OHAL Komisyonu’nun anayasal suç işleyerek verdiği ret kararlarını reddediyoruz. Gasp edilen haklarımızı geri almak, toplumdan doğadan barıştan yana bilgi üretmeye devam etmek, özerk-demokratik üniversiteyi kurmak için mücadeleyi sürdürdüğümüzü kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz” denildi.
Akademisyenler Komisyon ile ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
“Baştan sona haksız ve hukuksuz”
Açıklamada OHAL Komisyonu ile ilgili şu ifadeler yer aldı:
“KHK’larla ihraç edilen 130 bini aşkın yurttaş gibi bizler de göreve dönüş için OHAL icadı OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’na başvurmaya mecbur edildik. Bunun bir hukuk yolu olmadığını biliyorduk. Tam tersine, yıllarca hukuka erişimimize engel olan Komisyon 28 Ekim 2021 tarihinden itibaren başvurularımızın neredeyse tamamıyla ilgili ret kararı verdiğini bizlere tebliğ etti.
“Komisyon verdiği redlerle, Anayasa Mahkemesi’nin kararını görmezden geldi ve Anayasayı tanımadığını ilan etti. Bu ciddi bir hukuk skandalıdır. Bu basın açıklamasının ardından avukatlarımızla birlikte, Komisyonla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı da kamuoyuna duyurmak isteriz.
“OHAL Komisyonunun ret kararı iktidarın barış akademisyenlerine karşı hak ihlallerinin devamı konusundaki ısrarını gösteriyor. Baştan sona haksız ve hukuksuz olan bu kararlar, siyasi iktidarın bize yaşatmak istediği ‘sivil ölüm’e karşı demokratik dayanışmanın, üniversite özerkliğinin yok edilmesine karşı mücadelenin ve akademik özgürlükleri savunmanın yaşamsal önemini bir kez daha hatırlatıyor.”
Ne olmuştu?
Kürt illerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan insan hakkı ihlallerine karşı barış isteyen 1128 akademisyen 11 Ocak 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı metni imzaladı. Sonraki imzalarla beraber bu sayı 2212’ye kadar ulaştı.
Akademisyenler ilk olarak gerek legal yetkililer gerek illegal kişiler tarafından hedef gösterildi. Ardından sözleşmeleri yenilenmeyerek, istifaya zorlanarak veya Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) üniversitelerdeki görevlerinden edildi.
Yurtdışında olanların da Türkiye’de kalanların da pasaportlarına tahdit konuldu. Türkiye dışındakiler sürgüne, ülkede kalanlar “kısmi hapishane” şartlarına mecbur edildi.
Hedef göstermeler akademisyenleri bir basın açıklaması yapmak durumunda bıraktı. Bu açıklamayı yapan dört akademisyen daha sonra yaklaşık iki ay kadar tutuklu kaldı.
5 Aralık 2017’de, dört akademisyene ek olarak imzacı akademisyenlerin neredeyse tamamı için hukuki süreç başladı. Türkiye genelinde toplamda 822 barış akademisyenine dava açıldı.
Akademisyenler Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde üç adli yılın açılışına tanıklık etti. Ancak her dava hapis cezasıyla sonuçlandı. 146 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 18 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 8 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay 22'şer gün; 17 akademisyen 2 yıl 3 ay; 7 akademisyen 2 yıl 6 ay; 5 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 204 akademisyen hapis cezasına mahkum oldu.
Hapis cezası verilen akademisyenlerden bir kısmı davayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. O isimlerden biri de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmeyen ve cezası da ertelenmediği için 8 Mayıs 2019’da tutuklanan Prof. Dr. Füsun Üstel’di.
26 Temmuz 2019’da AYM nihayet bireysel başvurulara ilişkin kararını açıkladı. Akademisyenlerin yıllardır adliyede söylediklerini AYM de tekrar etti: “Terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılan akademisyenlerin ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir”.
Akademisyenlerin 3. adli yılı işte bu kararın ardından başladı. Mahkemelerden AYM kararı doğrultusunda peşpeşe beraat kararları geldi. Sadece İstanbul’da değil diğer illerde görülen davalarda da kararlar aynı yöndeydi.
OHAL kapsamında doğrudan KHK hükümleri ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma, öğrencilik bursunun kesilmesi, emekli güvenlik personelin rütbelerinin alınması ve kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin başvuruları değerlendirip karara bağlamakla yetkili olan OHAL İnceleme Komisyonu bu süreçten yaklaşık bir yıl sonra barış akademisyenleri için karar vermeye başladı.
Bugüne kadar göreve iade talebiyle Komisyon’a başvuran birçok akademisyenin talebine ret yanıtı geldi.
(TP)
Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/256071-baris-icin-akademisyenl...