Fincancı ve Türkdoğan'dan Polis Şiddetine Tepki: Yetki Verenler Frene Basmadığı için…

Yazar / Referans: 
Evrensel
Tarih: 
25.05.2020

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, medyaya yansıyan ve büyük tepki çeken polis şiddeti vakalarını Evrensel'e değerlendirdi.

İçişleri Bakanı benzer bir tutum sergileyip vergilerinden maaşını karşılayan yurttaşlara hakaret hakkını kendisinde görünce, bu hakaretler cezasız kalıp tam tersine eleştiri hakkını kullananlar hakaretten yargılanıp hüküm giyince otoriterlik alabildiğine meşrulaştırılmış olmaktadır" diyen Fincancı, şiddetle gözaltına alınan kişiler hakkında polise mukavemetten soruşturma açılmasının da yaygın bir korkutma, sindirme pratiği olduğunu söyledi.

Polise yetki verenler frene basmadığı için bu olayların yaşandığını belirten Türkdoğan da “Burada bir yetki değil anayasasızlık hali var. Meclis Başkanı, İçişleri Bakanı ‘Polis bunu yapamaz’ diye açıklama yapmalı ama bunu duymuyoruz. Polise birinin dur demesi gerekiyor” dedi.

FİNCANCI: ŞİDDETE UĞRAYANLARA İŞLEM, YAYGIN SİNDİRME PRATİĞİ

TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, şiddet görüntülerini Evrensel’e değerlendirdi.

Fincancı, “Çorlu ile başlayan İstanbul Kadıköy’de devam eden polis uygulamaları kolluğun yurttaşlarla ilişkilerini nasıl algıladıklarını göstermesi açısından önemli olduğu kadar, Çorlu’da açıklamaya göre sokağa çıkma yasağını ihlalle ilgili bir ihbar üzerine gelindiği bilgisi de bir o kadar önemli sanırım. Salgın koşulları; haklardan gönüllü olarak vazgeçme ile başlayan otoriteye boyun eğme davranışının yaygınlaşması ve dolayısıyla otoriterleşmeye meşruiyet kazandırma olanağı verdi ne yazık ki” dedi.

“İhbarcılık anlayışının da toplumda giderek yaygınlaştığı ve siyasetin düşmanlaştırıcı söylemleri üzerinden desteklendiğini unutmadan, polisin sokak dahi olmayan bahçe kapısı önünde başlayan şiddeti ve bir başka yurttaşın bu olayı görüntülemeye, ümit verici bir eylem olarak da sözlü müdahalesine yönelik tehdit ve saygısızca tutumu Türkiye’de kolluk şiddetinin cezasızlığının bir sonucu olarak değerlendirilebilir” diyen Fincancı, şöyle devam etti:

“Hemen şiddetle gözaltına alınan kişiler hakkında polise mukavemetten soruşturma açılması da yaygın bir korkutma, sindirme pratiğidir. İHD 2019 raporunda polise mukavemetten açılan soruşturma sayısı 163 binin üzerindedir. Türkiye’de her 500 kişiden birinin polise mukavemet ettiğini gösteren bu rakam aslında haksız yakalama ve gözaltılara, bu şiddet yüklü polis davranışına karşı haklı bir mukavemet anlamına geldiği gibi insanlara bu yolla sindirme, yıldırma uygulayarak karşı dava açmalarının da önünü kesmeyi amaçlamaktadır” ifadelerini kullandı.

Kadıköy’de yaşanan şiddeti de hatırlatan Fincancı “Orada da bir polis memuru “Ben o kararı verdiğim için”diye bir yurttaşa bağırırken, aslında yasaların kendisine yüklediği dışında bir kararla hakaret hakkı olmadığını bilmek zorundadır, ancak bizzat İçişleri Bakanı benzer bir tutum sergileyip vergilerinden maaşını karşılayan yurttaşlara hakaret hakkını kendisinde görünce, bu hakaretler cezasız kalıp tam tersine eleştiri hakkını kullananlar hakaretten yargılanıp hüküm giyince otoriterlik alabildiğine meşrulaştırılmış olmaktadır. Yurttaş ve bürokrasi üzerine yeniden düşünmeye, kurumsal ilişkileri yerli yerine oturtmaya ihtiyaç var anlaşılan...” dedi.

TÜRKDOĞAN: YETKİ VERENLER FRENE BASMADIĞI İÇİN BUNLAR YAŞANIYOR

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da konuyla ilgili “Çorlu’daki polis şiddetinin altında yatan asıl sebep şu: Polis ‘Ben devletim’ diyor. Devletten maaş alan kimse bunu diyemez. Cumhurbaşkanı da diyemez, çünkü onun da yetkileri sınırlıdır. Polisin birincil görevi vatandaşın can güvenliğini korumaktır. Ancak polis vatandaşın can güvenliğini tehlikeye atıyorsa burada kanun dışılık vardır” yorumunu yaptı.

Ancak polise yetki verenler frene basmadığı için bu olayların yaşandığını belirten Türkdoğan “Burada bir yetki değil anayasasızlık hali var. Meclis Başkanı, İçişleri Bakanı ‘Polis bunu yapamaz’ diye açıklama yapmalı ama bunu duymuyoruz. Polise birinin dur demesi gerekiyor” dedi.

Ayrıca sokağa çıkma yasağının OHAL ve karantina kararlarıyla alınabileceğine dikkat çeken Türkdoğan, iktidarın ise ikisini de yapmadığını dile getirdi. Oysa karantina kararı alınan ilçe ve köyler olduğunu belirten Türkdoğan, sokağa çıkma yasağı kararlarının da valiliklerin yetkisine dayanıldığını ve dolayısıyla zaten ortada bir yasallık problemi olduğunu söyledi.

Hükümetin aldığı tedbirlere vatandaşın zaten büyük oranda uyduğunu belirten Türkdoğan, “Dolayısıyla bunun için polisiye önlemlere gerek yok. Buna rağmen belki yüz binden fazla insana idari para cezası kesildi. Bu cezaların affedilmesi gerekiyor. Çünkü yasallık sorunu olan bir kararı insanlara dayattınız. Ayrıca sokağa çıkma yasağına uymayan insanları bir defa ikaz etmeniz, tekrarladıklarında para cezası vermeniz gerekir.” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

Kaynak: https://www.evrensel.net/haber/405590/fincanci-ve-turkdogandan-polis-sid...