Mersin’de akademisyenlerle dayanışma gecesi

Yazar / Referans: 
Mülkiye Haber
Tarih: 
27.02.2016

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu,  Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza attıkları için Mersin Üniversitesi’ndeki işlerine son verilen Mustafa Şener ve Yasemin Karaca ile haklarında soruşturma açılan diğer akademisyenlere destek için dayanışma etkinliği düzenledi.

mersinyasam.net’ten  Gökay Başcan’ın haberine göre, Yenişehir Kültür Merkezi’ndeki etkinlik Enternasyonal marşı eşliğinde sinevizyon gösterisi ile başladı. Daha sonra, bildiriye imza atan Mersin Üniversitesi’nden akademisyenlerin isimleri tek tek okundu.  Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Sinan Muşlu,  “Platform olarak korku dalgasının insanlarımız üzerinde yarattığı etkiyi bertaraf edebilecek ortamlar yaratmaya gayret ettik. Bu ortam o ortamdır. Bu dönem insanların her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyaç duyduğu dönemdir. Bu dönem sokağı daha fazla kullanmaya ihtiyaç duyulan dönemdir. Bize zoru zoruna savaşı dayatan bir faşist diktatörlük karşısında barışı daha fazla örgütlenerek, daha fazla mücadele ederek göğüslememiz gerekiyor. Eğer göğüsleyemezsek çocuklarımız ve gençler açısından çok daha karanlık, çok daha kaotik bir ülke bizi bekler” dedi.

Muşlu, “Bu gece aydın çıkışını gerçekleştiren arkadaşlarla dayanışma gecesi olduğu kadar katliamlarda yaşamını yitirenlerin aileleriyle, dostlarıyla, yoldaşlarıyla dayanışma gecesidir. Bu gece ayrıca Suruç’u, Ankara’yı, Cizre’yi, Silopi’yi anma gecesidir” ifadelerini kullandı.

Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atan MEÜ öğretim üyeleri adına söz alan Prof. Dr. Ayşegül Yılgör de,  “Türkiye ağır günler, karanlık günler, hepimizi endişelendiren, korkutan günler yaşıyor” dedi.  Şehirlerde büyük katliamların yaşandığı, Güneydoğu’da sokağa çıkma yasaklarının, sivil ve çocuk ölümlerinin olduğu bir ortamda akademisyenler bildirisinin yayınlandığına dikkat çeken Yılgör, “Ölümlerin tümünün son bulması için, çatışan tarafların çatışmaya son vermesi için, Türkiye’de görüşme sürecinin yeniden başlaması için 1128 akademisyen bildiriye imza attı. Cumhurbaşkanı ve başbakanın ağır ithamlarıyla karşılaştık. Fakat tehditler arttıkça atılan imzaların sayısı da arttı.  Taleplerimizi tabii ki vatandaşlık bağıyla bağlı olduğumuz devletten istedik. Akademisyen yaşadığı ülkenin, yaşadığı dünyanın sorunlarının farkında olmak, alternatif görüşler geliştirmek, toplumu, hükümeti, iktidarı uyarmakla mükelleftir” dedi.

Bildirinin yayınlanmasının ardından imzacı akademisyenlerin hedef tahtasına konulduğunu, suçlu ilan edildiğini kaydeden Yılgör, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü’nün de 2 akademisyeni işten çıkardığını hatırlattı.

Yılgör, “Akademisyenler hakkında açılan adli ve idari soruşturma sürecinden bir sonuç alınamayacağı bir gerçek. İlişkisi kesilen arkadaşlarımız yargı yoluyla işlerine geri dönecekler. Üniversitede sizi istemiyoruz diyerek bizi en sevdiğimiz kurumdan, en sevdiğimiz işten uzaklaştıramayacaklar” diye konuştu.

Mersin Üniversitesi’ndeki işine son verilen akademisyenlerden Yardımcı Doç. Dr. Yasemin Karaca ve Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Şener de katılımcıları selamladı. Karaca, “Attığımız küçücük bir taş kurbağaları o kadar ürküttü ki… Ve biz bunu tarihe not olarak düştük” derken Şener, “Burada işten çıkarılan cam işçileri var. İşten çıkarmalar bütün toplumun yaşadığı bir süreç. Biz o kadar da özel bir yer teşkil etmiyoruz. Dün nasıl Can Dündarlar bırakıldıysa bizler de paşa paşa işlerimize geri döneceğiz, akademideki yerlerimizi kazanacağız” ifadelerini kullandı.

Dayanışma gecesi Ekmek ve Gül Kadın Korosu’nun ardından Tolga Çandar konseriyle devam etti.