Bir Akademisyene 25 Ay Hapis, Bir Akademisyene Yakalama Kararı

Yazar / Referans: 
Hikmet Adal, Bianet
Tarih: 
05.03.2019

25. ACM'de görülen duruşmada Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. L.N. 1 yıl 13 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza 24 aydan fazla olduğu için HAGB uygulanmadı.

Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde devam etti.

25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) görülen duruşmada Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. L.N. 1 yıl 13 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza 24 aydan fazla olduğu için HAGB uygulanmadı.

26. ACM'de görülem iki duruşmada da mahkeme 'esas hakkında mütalaanın hazırlanması' için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi.

37. ACM'de beş duruşma görüldü. Bir duruşmada yurtdışında bulunan bir akademisyen için yakalama kararı çıkartılırken, bir akademisyenin yakalama kararının kaldırılması talebi mahkeme tarafından reddedildi.

Duruşmalardan ayrıntılar şöyle:

Duruşması görülenler

Bugün üç ayrı mahkemede sekiz akademisyenin duruşmaları görüldü.

25. ACM: Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. L.N.

26. ACM: Özyeğin Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Z.H, İstanbul Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Eylem Özdemir

37. ACM: Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Z.U, Doktora öğrencisi B.S., Öğretin görevlisi Ahu Ersözlü, Araştırma Görevlisi Refet Ali Yalçın ve Marmara Üniversitesi'nden Dr. Esra Demir-Gürsel

25. ACM

Heyet şu isimlerden oluştu: Başkan: Selami Yılmaz Üyeler: Beyhan Acar ve Yıldız Sezgin Savcı: Mehmet İlker Durmaz

Bu mahkemede Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. L.N'nin dördüncü duruşması görüldü. Akademisyen önceki duruşmalarda vareste tutulmayı talep ettiği için karar duruşması görülen bu celseye katılmadı. L.N'nin avukatı Erdal Doğan ve izleyiciler salonda hazır bulundu.

Doğan, yaptığı son savunmada müvekkilinin bilim insanı olduğunu ve Türkiye'nin tüm halklarıyla birlikte, bir arada yaşaması için çabaladığını belirtti. İddianamenin TMK 7/2 maddesi itibariyle açıldığını belirten Doğan, topyekûn hazırlanan iddianamenin usulsüz olduğunu belirtti.

Metnin düşünce ve fikir özgürlüğü temelinde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Doğan, bu hakkın uluslararası antlaşmalarla garanti altına alındığını söyledi.

Doğan ayrıca, mahkemeye daha önce sunulan bilimsel mütalaayı tekrar sundu. Bildirinin bir şikayet mahiyetinde yazılmadığını aktaran Doğan, iddianamenin yanlış değerlendirmesinin dikkate alınmaması yönünde talepte bulundu.

"Eleştiren bir bildiri olabilir ama bir terör örgütünün propagandasını yapma konusu olmadığı gibi yardım ve yataklık konusu hiç mümkün değildir. Metin bir bütün olarak değerlendirildiğinde böyle bir anlam çıkmıyor"

Doğan ayrıca müvekkilinin HAGB'yi kabul ettiğini de söyledi.

Savunmadan sonra verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme söz konusu akademisyenin eyleminin örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan 5 yıl hapis cezası verilmesine karar verdi.

Daha sonra üçte iki oranında cezada indirime giden mahkeme akademisyenin 1 yıl 8 ay ile cezalandırılmasına, olayın terör suçu olması nedeniyle 1 yıl 18 ay ile cezalandırılmasına, bu cezaya da indirim uygulayarak 1 yıl 13 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Ceza iki yıldan daha uzun süreli olduğu için HAGB uygulanmadı.

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

26. ACM

1. Duruşma

Bu mahkemede günün ilk duruşmasında Özyeğin Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Z.H'nin ikinci duruşması görüldü. Z.H ve avukatı Fikret İlkiz duruşma salonunda hazır bulundu.

Z.H yaptığı savunmada 20 yıla yaklaşan meslek hayatı boyunca devletle ilgili çalışmalar yürüttüğünü dile getirdi. Söz konusu metnin bir barış çağrısı olduğunu söyleyen Z.H, bunun en temel insan hakkı olduğunu ve bu hakkın ihlal edilmesinden dolayı şaşkın olduğunu söyledi.

İddianamede ikinci bir bildiriyle suçlandığını da söyleyen Z.H, böyle bildiriden haberinin olmadığını, haberi olmayan, imzalamadığı bildiri nedeniyle yargılanamayacağını söyledi.

Z.H ayrıca şiddetten değil barıştan yana olduğu için bildiriyi imzaladığını kaydetti. Z.H'nin ardından söz alan avukat Fikret İlkiz, yazılan iddianamenin müvekkilinin alınan ifadesiyle örtüşmediğini belirtti. İddianamenin kopyala-yapıştır şeklinde yazıldığını söyleyen Fikret İlkiz, bu durumun Birleşmiş Milletler'in yargı etiğiyle uyuşmadığını belirtti.

İlkiz savcıların her zaman insan haklarının korunması için adil yargılamayı dikkate alması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme 'esas hakkında mütalaanın hazırlanması' için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi.

Duruşma 12 Haziran saat 10.30'a bırakıldı.

2. Duruşma

Bu mahkemede görülen günün ikinci duruşmasında İstanbul Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Eylem Özdemir'in ikinci duruşması görüldü. Özdemir ve avukatı Aslı Melek Özkan duruşmada hazır bulundu.

Savunma yapan Özdemir, nesnel bir bilgi olmadan iddialarla ilişkilendirilmesini hayretle karşıladığını ifade etti.

Özdemir savunmasında "Tek kabul ettiğim şey bildiriyi imzalamadır. Bu durum fikir ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmıştır. Demokratik hukuk devletlerinde söz konusu metin anca kamusal tartışma nedeni olabilir" ifadelerini kullandı.

Özdemir ayrıca terör örgütünün eylemlerini meşrulaştırma çabası içinde olmadığını da sözlerine ekledi.

Özdemir'in avukatı Özkan ise iddianamede gerçeğe aykırı ve gerçekle çelişen ifadeler olduğunu belirterek Özdemir'in ikinci bildiriden haberi olmadığını bu nedenle iddianameden çıkartılması gerektiğini söyledi.

Ceza hukukunun dedikodularla değil somut delillerle işlediğinin altını çizen Özkan, iddianamede terör örgütü propagandası yapıldığını destekleyici delillerin olmadığını ifade etti. Özkan son söz olarak ise iddianamenin kişisel kanaatlerle yazıldığını ifade ederek, müvekkilinin HAGB'yi kabul ettiğini söyledi.

Kararını açıklayan mahkeme 'esas hakkında mütalaanın hazırlanması' için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi.

Duruşma 12 Haziran saat 11.00'a bırakıldı.

37. ACM

Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Akın Gürlek Üyeler: Erol Güngör ve Ferhat Şahin Savcı: Alaattin Çolak

1. duruşma

Bu mahkemede günün ilk duruşmasında Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Z.U'nun duruşması görüldü. Savunmasını yapan Z.U. suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu.

Z.U savunmasında "Terör örgütlerine en ufak bir sempati duymam ya da desteklemem söz konusu olamaz. Metni imzalamaktaki amacım acıların son bulması ve mağduriyetlerin giderilmesi, barışın tesisidir. Ortaya çıkan bu hukuki sürecin bir parçası olmaktan ülkem ve kendim adına utanç duyuyorum" ifadelerini kullandı.

Savunmasının ardından mahkeme başkanı Akın Gürlek Z.U'ya "2015'te akademisyenler olarak HDP'ye destek çağrısı yapan metne imza neden attınız?" diye sordu.

Z.U. "Destek amacım, metni imzalamaktaki amacımla aynıdır" şeklinde cevap verdi.

Savcı esas hakkında mütalaasını açıklayarak sanığın TMK 7/2'ye göre cezalandırılmasını istedi. Sanık ve müdafine esasa karşı savunmalarını yapmak için süre veren mahkeme, duruşmayı 10 Nisan'a bıraktı.

2. duruşma

Bu mahkemede görülen ikinci duruşmada Boğaziçi Üniversitesi'nden Ahu Ersözlü'nün duruşması görüldü. Ersözlü ve avukatı Oya Meriç Eyüboğlu duruşmada hazır bulundu.

Mahkeme başkanı Gürlek'in "Pişman mısınız?" sorusu özerine Ersözlü "O günlerde yaşananlar keşke yaşanmamış olsaydı" dedi.

Mahkeme başkanı bu sefer Ersözlü'ye "Barış tek taraflı mı olur, iki taraflı mı?" şeklinde soru yöneltti. Ersözlü bu sefer devletin bazı yükümlülükleri olduğunu belirterek "Ben insanlarımın hakları koruyacağım diyen bir devletle, devlet olmayan bir yapıyı nasıl aynı kefeye koyabilirim. Devlet olmayan bir yapının hukukla bağlantısını nasıl açıklayabilirim" dedi.

Ersözlü'nün avukatı Oya Meriç Eyüboğlu araya girerek mahkeme başkanından daha açık ifadeler kullanmasını istedi. Mahkeme başkanı bu sefer Ersözlü'ye tekrar "Pişman mısın?" diye sordu ve "Bildiride kullanılan dil nedeniyle bir pişmanlığın var mı?" şeklinde ekleme yaptı.

Ersözlü "Ben bildirinin amacını değerlendirerek imzaladım. Bildiriyi imzalarken tamamını okudum, idrak ettim, şu anda da bildiride herhangi bir olumsuz yön geçmediği konusunda kanattım aynıdır." dedi.

Ersözlü'nün ardından söz alan Eyüboğlu mahkeme başkanın bu soruları neden sorduğunu merak ettiğini ama muhtemelen başkanın bu sorulara cevap vermeyeceğini söyledi.

Bunun üzerine mahkeme başkanı sinirli bir ifadeyle "Bazı akademisyenler hızlı okudum, evet bazı ifadeler rahatsız edici şekilde cevap veriyorlar" dedi.

Eyüboğlu, şu an savunma yapmayacağını belirterek tevsii tahkikat (soruşturmanın genişletilmesi) talebinde bulundu.

Savcının mütalaayı bir sonraki duruşmada vereceğini söylemesi üzerine mahkeme tevsii tahkikat talebinin yazılı olarak mahkemeye sunulması için iki hafta süre verdi. Duruşma 27 Mart saat 10.50'ye bırakıldı.

3. Duruşma

Bu mahkemede görülen günün üçüncü duruşmasında araştırma görevlisi Refet Ali Yalçın'ın ikinci duruşması görüldü. Yalçın yurtdışında olduğu için duruşmaya katılmazken avukatı Oya Meriç Eyüboğlu ve izleyiciler duruşma salonunda hazır bulundu.

Mahkeme başkanı bir önceki duruşmada Yalçın'a bu duruşmada savunma yapmak üzere süre verildiğini hatırlattı.

Söz alan avukat Eyüboğlu müvekkilinin yurtdışında araştırma görevlisi olduğunu söyledi ve ilgili belgeyi mahkemeye sundu. Müvekkilinin Türkiye'ye ne zaman döneceğinin belli olmadığını söyleyen Eyüboğlu istinabe talebinde bulundu ya da duruşmanın yaz aylarına bırakılmasını istedi.

Kararını açıklayan mahkeme Yalçın hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verdi ve duruşmayı 4 Temmuz saat 10.30'a bıraktı.

4. Duruşma

Günün bu mahkemede görülen duruşmasında doktora öğrencisi B.S. duruşması görüldü.

Ailesinin hastalığı nedeniyle zor bir süreçten geçtiğini ifade eden B.S., savunma hazırlayamadığını belirtti ve mahkemeden ek süre talebinde bulundu.

Kararını açıklayan mahkeme duruşmanın 18 Haziran saat 13.00'a bırakılmasına karar verdi. B.S.'ye bir sonraki duruşmada istemesi halinde tekrar ek süre verilmeyeceği ihtarı yapıldı.

5. Duruşma

37. ACM'de görülen günün son akademisyen yargılamalarında Marmara Üniversitesi'nden Dr. Esra Demir-Gürsel'in duruşması görüldü. Demir-Gürsel yurtdışında olduğu için duruşmaya katılamadı. Demir-Gürsel'in avukatları Benan Molu ve Oya Meriç Eyüboğlu duruşma salonunda hazır bulundu.

Avukat Molu, müvekkilinin 2017'den beri yurtdışında yaşadığını ve 2020'den önce ülkeye dönmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Müvekkilinin savunma vermek istediğini dile getiren Molu, önceki celsede verilen yakalama kararının kaldırılmasını ve istinabe yoluyla savunma alınmasını talep etti.

Savcı Alaattin Çolak yakalama kararının infazının beklenmesi yönünde görüş bildirdi.

Kararını açıklayan mahkeme yakalama kararının kaldırılmamasına ve istinabe talebinin reddine karar verdi. Duruşma 17 Eylül saat 10.00'a bırakıldı.

Akademisyen yargılamaları hakkında

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

5 Mart 2019 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 493 oldu. 100 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 14 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 5 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 15 akademisyen 2 yıl 3 ay; 2 akademisyen 2 yıl 6 ay; 2 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 139 akademisyenin tamamı hapis cezasına mahkum oldu. 

HAGB 

Akademisyenlerden 12 kişi verilen mahkumiyet kararlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmedi: 2 kişinin mahkumiyet kararı mahkemenin kanaatiyle ertelendi, 1 kişinin davasında karar açıklanmadı.

2 yılın üstünde kalan mahkumiyet kararlarıyla birlikte bugüne kadar 29 akademisyen dosyası İstinaf Mahkemesi’ne taşındı. İstinaf Mahkemesi 29 kişiden 1’inin mahkumiyet kararını onadı.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava TMK 7/2'den sürüyor.

(HA)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/206117-bir-akademisyene-25-ay-...