Akademisyene zulümde Mersin ekolü
Barış bildirisini imzalayan öğretim üyesinin sözleşmesi usulsüz biçimde yenilenmedi.
Barış İçin Akademisyenler grubunun imza metni, üniversiteler içerisinde ayrışmalara neden olurken Mersin Üniversitesi sözleşme fesihleri, disiplin soruşturmaları ve akademisyenlere yönelik terör soruşturmaları ile dikkat çekiyor.
Haklıyım, o halde mücadeleye varım
Akademimizin son dönemdeki hali içler acısı. Barış ve adalet isteyen, insanlığın yol ve yordamını bilen, savaşlara ve öldürülmelere karşı olan akademisyenler cezaevlerine konup işlerine son verilirken, kendi dersini almak istemeyen öğrencilerini "terörist" diye savcılığa ihbar eden, "halkın cahil olanını severim" diyen, taciz ve tecavüzle suçlanan akademisyenler sırf 'yandaş' oldukları için baştacı ediliyor.
Akademisyen Nil Mutluer: Suça ortak olmadık diye cezalandırıldık
Sabah açılış konuşmasıyla başlayan "10. Düşünceye Özgürlük için İstanbul Buluşması", tanıklıkların anlatımıyla devam etti. Tahir Elçi'nin katledilmesine ilişkin konuşan Diyarbakır Barosu'ndan avukat Kutbettin Odabaşı, "Düşüncesini açıkladığı için öldürüldü" derken, barış bildirisine imza attığı için işten atılan akademisyenlerden Nil Mutluer de, işlenen suça ortak olmadıkları için cezalandırıldıklarını ifade etti. Önce sınır dışı edilen ardından Türkiye'ye geri dönen akademisyen Stephenson ise, Bölge illerinde yaşanan katliamları işaret ederek kendisinin başına gelenleri büyütmek istemediğini ifade etti.
Nöbetteyiz!
Çarşamba günü Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve Eğitim Sen Üniversiteler Şubesi ile birlikte Silivri’deydik; ondaki önceki Çarşamba da Bakırköy’de...
Tutuklu dört akademisyen arkadaşımız var: Esra Mungan ve Meral Camcı Bakırköy, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy da Silivri Cezaevinde tutuklu.
Sungur Savran: Üniversiteyi tek başına kurtarmak mümkün değil
Barış için Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini yayımlamasıyla başlayan mücadele üzerine bu kez Sungur Savran’la görüştük. Hem akademisyen hem de sosyalist siyasetçi kimliğiyle bilinen Savran, akademiden yükselen mücadelenin çok önemli olduğunu belirtiyor ancak tek başına yeterli olmadığını vurguluyor.
Paris’i bırakıp niye döndün Meral?
Herhangi bir suçtan dolayı aranıyor olsanız, hayatınızı kaçak da olsa Paris’te sürdürmeyi mi tercih ederdiniz? Yoksa tutuklanacağınızı bile bile Türkiye’ye dönmeyi mi?
Bu kadar açık ve net bir soruyla karşılaştık geçtiğimiz günlerde...
Paris, kuşkusuz Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri. Dolayısıyla belki de milyonlarca kişinin gözünü bile kırpmadan yaşamayı tercih edeceği bir yer...
Erdoğan’ın ardından: ABD’de protesto edilen Bakan Işık konuşmasını iptal etti
“İstikamet Türkiye” konulu konferanslar kapsamında bu hafta ABD’de bulunan Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık ve TÜBİTAK heyeti, Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) protesto edildi.
Yurt dışında bulunan araştırmacıları TÜBİTAK’ın sunduğu fon olanaklarından haberdar ederek araştırmalarını Türkiye’de yürütmeleri yönünde teşvik etmeyi amaçlayan konferanslar kapsamında ABD’de bulunan Işık, dün sabah ülkenin önde gelen üniversitelerinden MIT’de, Boston ve civarındaki üniversitelerde görev yapan akademisyenler tarafından protesto edildi.
Fikri Işık'ın Massachusetts Institute of Technology (MIT) ziyaretinde protestolar
Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık'ın Massachusetts Institute of Technology (MIT) ziyareti Barış için Akademisyenlerle dayanışma gösterilerine sahne olur. Çünkü #AkademiBiatEtmez
Uluslararası Af Örgütü Acil Eylem imza kampanyası başlattı.
Ocak 2016'da bir barış bildirisine imza atan üç akademisyene 15 Mart'ta "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla dava açıldı. Mahkum edilmeleri durumunda yedi yıl altı ay hapis cezası alabilirler. Aynı barış bildirisine imza atan dördüncü bir akademisyen de 31 Mart'ta tutuklandı. Toplam dört akademisyen yargılanmak üzere tutuklu bulunuyor.