Geçiş Dönemi, Barış Süreçleri ve İnsan Hakları

Yazar / Referans: 
Nazan Üstündağ
Tarih: 
09.04.2013

(Christine Bell ve Johanna Keenan’ın Human Rights Quarterly 26 (2004) içindeki  “Human Rights Nongovernmental Organizations and the Problems of Transition” makalesinin özetidir.)

Geçiş Dönemleri ve Barış Süreçleri İnsan Hakları Örgütleri (İHÖ) ve Aktivistleri açısından faaliyetlerini, siyasetlerini, strateji ve taktiklerini yeniden gözden geçirmeleri gereken bir zamandır. Makalede örnek olarak Kuzey İrlanda seçilmiş ve İHÖ’lerin İrlanda’da karşılaştıkları farklı sorun alanları tespit edilmiştir. Burada bunlardan sadece Türkiye için anlamlı olanları ele alınacaktır.

Öncelikle şunu belirterek başlamak gerek. Makale ilkesel olarak İHÖ’lerin barış süreçleri ve görüşmelerde gözlemci rolü almaları gerektiğini ve bunun anlaşma maddesi ya da yasal yaptırımlarla garanti altına alınması gerektiğini söylüyor. Ancak siyasi seçkinlerin bunu isteyerek yapmadığı göz önüne alınırsa, enformel olarak da olsa barış süreci ile ilgili bu tür bir rol almanın önemli olduğunu vurguluyor.

Makaleye göre barış sürecinde İHÖ’lerin karşılaştıkları en önemli sorunlar şunlardır:

İnsan Hakları İhlallerinde Dönüşüm

-Bazı tür insan hakları ihlallerinde artış. Özellikle toplumsal ayrışmayı körükleyen linç, toplu ve örgütlü saldırı biçimlerinde.

-Devlet görevlilerinin “devlet terörü” ve insan hakları ihlallerini toplumsal grupları kullanarak sürdürmeleri.

-İnsan hakları ve barış aktivistlerine yönelik saldırılarda artış.

-Şimdiye kadar dikkat edilmeyen ve doğrudan savaşla ilgisi olmayan insan hakları ihlallerinde artış. (etnik ötekine saldırması yasaklanan kışkırtılmış erkekliğin kendini kadınlara, farklı cemaat ve sınıflara yöneltmesi).

Barış Sürecinin İHÖ’ler ve kitleleri Üzerinde Yaratabileceği Dönüşümler

-Sürecin bozulmaması uğruna bazı ihlallerin üzerine gidilmesinin ve belgelenmesinin taraflarca engellenmesi; ya da bu yönlü baskı yapılması.

-Şimdiye kadar İHÖ’lerin esas kitlesini oluşturanların yeni sürece adaptasyon zorluğu çekmesi. Mağdurların taleplerinin eskimesi; taleplerin yeni ve süreçte kaale alınabilir diller içinde ifade edilmesinde zorlanma. Böylelikle küsme/hayal kırıklığına uğrama/ suçlama ve dağılma.

-Ödedikleri bedelin kazanılanla eşdeğer olmadığını gören mağdurların hayal kırıklığına uğraması ve yeni travmalar yaşaması.

-Süreçte af kararı alınması durumunda İHÖ’lerin mücadelelerinin anlamını yitirmesi ve böylelikle gene İHÖ’lerin dayandığı kitlenin hüzüne, melankoliye kapılması; siyasi desteğini çekmesi ya da aktif siyasetten uzaklaşması.

-Sürece adapte olamayanların yeni travmalar yaşaması ve tarafların uyguladığı yeni insan hakları ihlalleri ile karşılaşması; toplum tarafından dışlanması.

Barış Sürecinin Gerektirdikleri ve İHÖlerden Beklentiler

-Hakikat komisyonlarının ya da benzer başka komisyon ve heyetlerin kurulması ya da hesap sorma ve verme mekanizmalarının oluşması durumunda İHÖ’lerin hazırlıksız yakalanması. Verilerin dağınıklığı. Mahkemeye delil teşkil edecek türde verilerin eksikliği, verilerin bilimsel ve toplu olmaması.

-Barış sürecini sağlamak için ortaya çıkan mekanizmaların ve aktörlerin yeni insan hakları ihlallerine sebep olması (kimlik deşifrasyonu, ya da hikayeleri sahiplerinden kopartarak yeni ulusal ve uluslararası pazarlara sürmesi; fon için kullanması gibi...)

-Gerillaların silah bırakarak ülkeye girmesi için hazırlanacak programlar, bunların cinsiyet ve yaş gözeterek düzenlenmesi.

-Gerçekleşmiş çatışmanın kabul edilmesiyle birlikte örneğin çatışmada yer almış askerlere yönelik program ve uygulamalar geliştirilmesi gerekliliği.

-Yeni yasal düzenlemelerle birlikte egemenliğin dönüşmesi sonucunda ortaya çıkan (yerel) yönetimlerde insan hakları ihlallerinin saptanması için mekanizamalar kurulması.

-Ortaya çıkan yeni (barışçıl) iklimde eskiden beri mücadele eden İHÖ’lerin yerini almaya aday yeni kuruluşların ortaya çıkması.